Padalya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Padalya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
25 Kasım 2013 Pazartesi
Metiner'den Pamuk'a Türkiye'deki padalyalar!
Cahilliğime verin; "padalya" sözcüğünü ben ilk kez duydum. Meğer avcıların öldürdükten sonra mumyalayıp başka kuşları avlamakta kullandıkları kuşlara deniliyormuş... En çok da keklikten yapılıyormuş padalyalar... Kuşun içinin boşaltılmasına da önce beyninden başlanıyormuş! Diğer kuşlar gökyüzünde uçarken bir bakıyorlarmış aşağıda bir kus duruyor... önünde de bolca yem! "Sıkıntılardan, belalardan uzakta yaşıyor. Yanına inelim biz de, onun gibi yaşayalım" diyorlarmış... İnince de bir kurşunun hedefi oluyormuş doğal olarak!
22 Kasım 2013 Cuma
Laik, yurtsever, sosyalist ve Türk olmanın getirisi ise hep zindan
“Eli birazcık kalem tutan, ağzı birazcık laf yapan herkesi internetin yazar yapması gülünüp geçilecek bir şey değil. Okumuşun cahilleştirilmesinin günümüzdeki en etkili aracı internet. Facebook ve twitter’ı en yoğun kullananlar en az okuyanlardır dikkat edilirse...”
Ne güzel bir kitap adı Padalya. Başlıklar ve ara başlıklar da öyle. Kitabın üst başlığı Edip Cansever’in bir dizesi zaten: “İnsan yaşadığı yere benzer.” Tarihsel materyalist bir ilkenin, insan ve çevre diyalektiğinin şiirle anlatımı olduğunu anımsatıyorsun. Nâzım’sa bunu, “Memleketin hali gibi halimiz” dizesinde ima etmişti. Buluş ve edada şiirden ödünç alma tavrı gizli tüm yazılarda. Kitaptaki ilk yazı da, Cemal Süreya’nın “Kurt” şiirinin ilk dizeleriyle açılıyor. Ama şiirin sonu olağanüstü: “Kurt altı yavru doğurur / Köpek olur bunların biri”. Süreya,
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)