Erdoğan'ın Çılgın Projesi Amerikan Malı Mı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘çılgın projesi’ Kanal İstanbul’un tüm yönleriyle ele alındığı “Çılgın Proje Kanal İstanbul” isimli araştırma kitabı yayımlandı. Kitabın yazarlarından E. Amiral Türker Ertürk, “Kanal İstanbul Projesi, her bakımdan ülkemizin çıkarlarına zarar verecek bir düşmanlık projesidir” dedi.

E. Amiral Türker Ertürk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘çılgın projesi’ olarak tanıtılan Kanal İstanbul Projesi’ni ele aldıkları ve Kaynak Yayınları’ndan çıkan “Çılgın Proje Kanal İstanbul” isimli kitapla ilgili, Odatv’ye konuştu.

Yandaş basının yazmadığı Veli Küçük

Ergenekon Tertibi’yle tutuklanan gazeteci Hikmet Çiçek’in yeni kitabı "Ben Veli Küçük" kitapçı raflarındaki yerini aldı. Çiçek gibi deneyimli bir gazetecinin Ergenekon Tertibi’nde adı en çok kullanılan ama hakkında çok az şey bilinen Veli Küçük gibi birisi hakkında kitap hazırlaması çok önemli. Çiçek hiç kimsenin yapmadığını yapmış ve Küçük hakkında kapsamlı bir araştırma kaleme almış. Bu esnada kimsenin ulaşamadığı Küçük ile uzun sohbetler yapmış, sorular sormuş, onu daha önceden tanıyan sanıkların anı ve gözlemlerini dinlemiş. Basında Küçük’ün aleyhinde çıkan haberleri tekrar okumuş, savunmasını gözden geçirmiş. Gerçekten de kitapta daha önce basında dillendirilmemiş birçok bilgi yer alıyor. Buna rağmen kitabın medyadan hak ettiği ilgiyi gördüğünü söylemek zor. Normalde büyük tartışma koparması gereken kitap ne yazık ki içinde bulunduğumuz anormal koşullar yüzünden bir suskunluk komplosuyla geçiştiriliyor.

Tuncay Güney'i ABD'ye hangi 'baba' gönderdi

Ergenekon’dan tutuklu gazeteci Hikmet Çiçek’in, aynı örgüte üye olduğu iddiasıyla ceza alan emekli Jandarma Tuğgeneral Veli Küçük'ün hayatını yazdığı "Ben Veli Küçük" isimli kitabı raflardaki yerini aldıktan sonra, içerdiği birçok çarpıcı bilgiyle gündeme gelmeye devam ediyor.

Kitapta, Türkiye’deki birçok karanlık ilişkilerde olduğu anlatılan Ali Yasak (Drej Ali) ile Ergenekon’a ilişkin verdiği ifadelerle süreci başlatan daha sonra ise Kanada’ya yerleşerek Haham olan Tuncay Güney arasındaki bağlantı ile ilgili iddialar yer alıyor.

TRT'ye ilk Kürtçe yayını o önermiş

Ergenekon tutuklusu gazeteci Hikmet Çiçek, aynı örgüte üye olduğu iddiasıyla ceza alan emekli Jandarma Tuğgeneral Veli Küçük'ün hayatını yazdı. "Ben Veli Küçük" ismiyle piyasaya çıkan kitapta Küçük,"Susurluk komisyonuna çağrılmadığım için gitmedim" diyerek"Susurluk'a çağrıldı ama gitmedi" iddialarını yalanlayarak çarpıcı bir iddiada bulundu.

Ergenekon üyeliği suçlamasıyla 21 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edilen ve Silivri Cezaevi'nde 5 yıldır tutuklu bulunan gazeteci Hikmet Çiçek, aynı cezaevinde kalan iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 99 yıl hapse mahkum edilen emekli Jandarma Tuğgeneral Veli Küçük'ün hayatını yazdı. Kitapta çarpıcı açıklamalar yapan Küçük'ün bu açıklamaları gündeme oturacak cinsten.

Rusya ve Türkiye ilişkilerinde o isim çok önemliydi

Jön Türkler ve 1908 Devrimi dolayısıyla da İttihat ve Terakki Cemiyeti uzunca bir süredir tartışıla geliyor. Konuya yaklaşımlarda zaman zaman bu devrim üzerinden ilericilere ve değerlere saldırıların yapıldığına tanık oluyoruz.

İşte böyle bir ortamda iki genç akademisyen, araştırmacı-yazar Mehmet Perinçek ve Arda Odabaşı Jön Türkleri içinde bulunduğumuz zaman içerisinden değil de neredeyse bir asır öncesinde, 1909-1910 yıllarında Rusya’dan İstanbul’a gelmiş olan devrimcilerin penceresinden ele alıyorlar.

Yalnız Türkiye’de değil Rusya’da da neredeyse hiç bilinmeyen bir gazete olan ve İstanbul’da yayımlanan Stambulskie Novosti yani “İstanbul Haberleri” Türkiye’de çıkan ilk Rusça gazete.

Ömer Hayyam'ın rubaileri bakın kimleri bir araya getirdi

ÖMER HAYYAM, TÜRK YAZARLARINI DÜNYAYLA BULUŞTURDU!

Bin yıl önce yaşamış, şair, bilim insanı Ömer Hayyam’ın, Fazıl Say gibi isimler hakkında dava açılmasına konu olan rubaileri Ekrem Ataer’in besteleriyle piyasaya sunuldu.

Müzisyen Ekrem Ataer, “Ömer Hayyam” adlı albüm ve kitabıyla Türk yazar ve düşünürleri bir araya getirdi. New Age müziğinin efsane ismi Kitaro ve İran’ın Nazım Hikmet’i Ahmet Shamlu da, Ekrem Ataer’in yorumlarıyla Ömer Hayyam’da buluştu.

Hiçbir sıra arkadaşımı hamile bırakmadım

Yazar, şair, çevirmen ve gazeteci Özdemir İnce'nin, Hürriyet ve Aydınlık yazılarının derlemesinden oluşan "Cehaletin Rönesansı" isimli kitabı piyasaya çıktı.

Kaynak Yayınları tarafından çıkan kitap, Ahmet Davutoğlu, AKP ideolojisi ve siyasetleri, Fethullah Gülen ve Cemati, Said Nursi, "İslam Sosyalizmi", Arap Baharı, Cumhuriyet, Laiklik ve Demokrasi gibi konularda yazılmış makalelerinden oluşuyor.

Özdemir İnce, kitabın arka kapağında ilginç bir ifade kullandı. AKP döneminin "kızlı erkekli" tartışmalarına atıfta bulunan İnce "Ben ilk, orta ve yüksek öğretimde kız arkadaşlarımla aynı sıraları paylaştım. bu yüzden hiçbiri hamile kalmadı benden." diye yazdı.

Abdocan bu kitapla ölümsüzleşecek

Gezi Parkı direnişi sırasında Antakya’da gerçekleşen eylemde başından vurulması nedeniyle hayatını kaybeden Abdullah Cömert’in adına kitap çıkartıldı.

Nerede Buluştular

Kaynak Yayınları 500 yıllık tarih ve Aydınlanma serüvenimizi anlatan bir kitap yayımladı.

Neden Geri Kaldık? Bitmeyen Kavga: Çağdaşlaşma başlıklı kitapta Halil İnalcık, Sina Akşin, Yaşar Nuri Öztürk, Doğan Kuban, Şahin Filiz ve daha pek çok aydın ve akademisyenin aralarında bulunduğu yazarlar çağdaşlaşma yarışında neden kaldığımızın yanıtlarını arıyor.

Avrupa Rönesans’ına Türklerin etkisi neydi? Halil İnalcık bütün detaylarıyla tahlil ediyor, okuru engin kültür denizimizde bir Aydınlanma yolculuğuna çıkıyor.

Yaşar Nuri Öztürk, Hasan Aydın ve Şahin Filiz, Aydınlanma ve Türk Devrimi özelinde İslam’ın olumlu/olumsuz etkilerinin ayak izlerini takip ederken günümüze ışık tutuyorlar. Nerede doğru, nerede yanlış yaptık?

MAHKEMELERDE ENGELLENEN SAVUNMALAR BU KİTAPLARDA

Komutanlar kararı önceden görmüştü

Balyoz Davası’nın temyiz duruşması Yargıtay 9. Dairesi’nde 9 Ekim’de görüldü. Cezaların onanması, tahliye kararları, tutuklu yakınlarının isyanları, sevinçleri güne damgasını vurdu.

Aralarında Ergin Saygun, Çetin Doğan, Dursun Çiçek, Engin Alan, Mehmet Otuzbiroğlu ve Özden Örnek’in de bulunduğu 237 sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararları onandı.

5. ORDU KOMUTANLIĞI

ÇETİN: "SİNİRDEN AĞLAMAMAK İÇİN KENDİMİ ZOR TUTTUM"

Balyoz davası kapsamında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Tümamiral Semih Çetin’in, Hasdal Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu sırada Kaynak Yayınları tarafından “Bir İhanetin Öyküsü-Hasdal’da Bir Amiral” adıyla kitabı yayınlandı.

Tutuklanmadan önce evinin önüne gelen meçhul arabada kimler vardı

Vatan gazetesi muhabiri Çağdaş Ulus tutuklu kaldığı 268 günü yazdı. Gazeteci Çağdaş Ulus, Gazeteci Çağdaş Ulus, Fırat Haber Ajansı’nda çalışan bir kişiyle yaptığı haber amaçlı görüşme nedeniyle, örgüt üyeliği iddiasıyl tutuklanmış ve 268 gün cezaevinde kalmıştı.

CEMAATE BİR KİTAP DAHA GELİYOR

Sıradan bir kaza haberinin peşinde koşarken garip bir şekilde tutuklanan ve 268 gün cezaevinde kalan Çağdaş Ulus'un hikayesi kitaplaştırıldı.

Kitabın kapak yazısı kısa bir süre önce Vatan gazetesinden kovulan Mustafa Mutlu tarafından kaleme alındı.

Vatan gazetesi Muhabiri olan Ulus'un kitabı, Cuma gününden itibaren Kaynak Yayınları etiketiyle tüm kitapçılarda...

GEZİ DİRENİŞİNDEKİ DIŞ MİHRAKLAR BURADA BULUŞTU

Kaynak Yayınlarından "Dip dalgası yeryüzüne çıktı!"sloganıyla çıkan Gezi Direnişi kitabında ilginç detaylar var. 256 sayfalık büyük boy kitapta kamuoyunda görünmeyen Gezi Direnişi fotoğrafları yer alırken dünyaca tanınmış aydınların Gezi Direnişine verdikleri destek de bulunuyor.

PERİNÇEK'İN BU KİTABI TARTIŞMA YARATIR

Ergenekon davası kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in yeni kitabı çıktı.

Kaynak Yayınları etiketiyle yayınlanan “Türkiye Solu ve PKK” adlı kitapta Perinçek, PKK’nın kuruluşundan bu yana geçen 35 yılını “enstrümanları” ile birlikte mercek altına alıyor. 35 yıldır PKK’ya dair ortaya koyduğu görüşlerini yeniden özetleyen Perinçek, her zamankinden farklı olarak bu kez, halk hareketinin son dalgası olan Gezi Parkı eylemleri ışığında yeniden gözden geçiriyor.

Cezaevine değil mezara girmesini mi istiyorlar

Balyoz Davası’nın Yargıtay’daki temyiz duruşmasının 10. Gününde, Avukat Vasfi Sedat Küçükyılmaz, Emekli Orgeneral Ergin Saygun’un sağlık sorunları nedeniyle tutukluluğunun ertelendiğini belirterek: “Saygun, İstanbul’da üç değişik hastanede tedavi gördü. Bu hastanelerin herhangi bir rapor vermesi Saygun’un yeniden tutuklamasına neden olabilir” dedi.
Kaynak Yayınları’ndan Eylül 2012’de yayımlanan “Türk Ordusuna Balyoz”kitabında sağlık durumundan ve hapishane koşullarından bahseden Saygun, kitaptaki Hastaneden Çıkarılıp Cezaevine Kapatıldığımdaki Sağlık Durumum başlıklı bölümde, Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Hastanesi’nin raporunu da yazdı. Raporun detayları şöyleydi:

• Klinik durumunun kötüleşme riski olduğundan konsültan doktorların yakın takibinde cezaevi şartlarında bulunmadığı kesin

• Hastanın Solunum Fonksiyon testi yani akciğerlerin çalışma kapasitesi %66 iken, MAE Hastanesi’nde yapılan testte %44’e düştüğü görülmüştür. Bunun temel nedenlerinden birinin rutubet olduğu doktorlar tarafından açıklanmıştır.

• Acilen klinik stabilizasyonu sağlanamayan durumlarda nöroloji, endokrinoloji, kardiyoloji merkezlerinin bulunduğu bir merkezde takibi. Acil durum.

Ergin Saygun’un GATA’dan tutuklanma için taburcu edildiği zaman mevcut hastalıklarını ve MAE Hastanesi’nde bunlara eklenenleri şöyle sıralıyor:

Diyabetis Melitus, Diyabetik nevropati ve nefropati, İnsülin bağımlısı diyabetis, Kserois Kutis, Mitral Kapak Hastalığı, Karpal Tunnel Sendromu, Vertigo, Hipertansiyon, Karma Hiperlipidemi, Akut Larengitis, Kronik Bronşit, Atherosklerotik Kalp Hastalığı, Deep Vein Thrombosis, Geçirilmiş Kalp Krizi, Anemi, Akciğerde anormal bulgular, KOAH, Ortostatik Hipotansiyon, Senkop ve bayılma.

Daha önce, hastane raporlarına karşın tutuklanması için taburcu edilen Saygun’un bugün de Silivri koşullarının sağlığına ciddi zarar vereceğine dair doktor raporlarının olmasına ve doktorlar tarafından sürekli kontrol altında tutulması zorunluluğuna rağmen yeniden tutuklanmasının mümkün olduğu ve hastanelerden tekrar rapor beklenmesi gündemde.

-------------------------------------------------------------

Türk Ordusuna Balyoz Kitabını %25 İNDİRİMLİ Satın Almak için Tıklayın;

ERGENEKON'DA KARAR GÜNÜ 1 NUMARANIN KİTABI ÇIKIYOR

Danıştay Saldırısı’ndan Ergenekon Davası’na uzanan tertibin bilinmeyen hikâyesini anlatan, 6 yıldır süredir Ergenekon davası kapsamında Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan Oktay Yıldırım’ın kaleme aldığı “Danıştay’dan Ergenekon’a Bir Suikastın İç Yüzü” başlıklı kitap Kaynak yayınlarından çıktı.

Yıldırım kitabında, Cumhuriyet’e atılan bombalarla Danıştay Saldırısı’nı düzenleyen ekibin aynı çevrelerce yönlendirildiğini baz istasyonlarından ve telefon kayıtlarından saniye saniyesine aktarıyor.

"ODATV'DEN ÖĞRENDİM BU ADAM AKLINI KAÇIRMIŞ"

Haziran 2013’te Kaynak Yayınları’ndan çıkan Jürgen Elsässer’in Ulusal Devletin Yıkımı ve Sol Tavır adlı kitabının Gezi direnişi sırasında polis tarafından “suç unsuru” olarak görülerek el konulmasını dün haberleştirmiştik. Polisin evini bastığı İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi TGB üyesi Zafer Alpuğan’ın evinden söz konusu kitaba el konulmuştu.

GEZİ DİRENİŞÇİSİNİN EVİNDEN O KİTABI ALDILAR

Haziran 2013’te Kaynak Yayınları’ndan çıkan Jürgen Elsässer’in Ulusal Devletin Yıkımı ve Sol Tavır adlı kitabı polis tarafından “suç unsuru” olarak görüldü. Polisin evini bastıkları İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi TGB üyesi Zafer Alpuğan’ın evinden söz konusu kitaba el konuldu. Zafer Alpuğan şöyle konuştu:

Emre Kongar'ın Kanını Dondurdu

Cumhuriyet gazetesi yazarı Emre Kongar kanını donduran o kitabı şöyle tanıttı okuyucularına:

Silivri davaları sürüyor…

İddianameler, savunmalar, kararlar…

Elbette ‘Silivri Edebiyatı’ da!

***

Silivri Edebiyatı, Silivri davalarının tutanakları ile birlikte, sonsuza dek yaşayacak…

Gelecek kuşaklara ışık tutacak…

Biz çoktan toprak olduktan sonra bile, insanlar bugünleri, Silivri Edebiyatı’ndan, tutanaklardan okuyacak öğrenecekler.

***

Silivri Edebiyatı’na son katılan yapıt Hikmet Çiçek’in “Ergenekon Tertibinde Gizli Tanıklar” adlı kitabı.

Kaynak Yayınları’ndan çıkmış.

Çiçek, daha önce de Kaynak Yayınları tarafından “İrticaya Karşı Genelkurmay Belgeleri”, “Hangi Hizbullah”, “Dr. Bahattin Şakir” adlı eserleri yayımlanmış bir gazeteci ve kıdemli bir “mahpus”...

1971 darbesinden sonra 14 yıl 4 ay yatmış…

Şimdi de 25 Mart 2008’den beri Silivri’de!

***

Ben Hikmet Çiçek’i Silivri sanığı olarak duydum…

Daha önce çalışmalarını görmemiştim…

Bu açıdan Soner Yalçın’ın kitabın başına yazdığı destansı, “Benim tanıdığım Hikmet Çiçek” yazısını da ilgiyle okudum:

Bir gazetecinin veya yazarın erişebileceği en üst mertebe, bir meslektaşı tarafından yazılan böyle bir tanıtıma konu olmaktır diye düşündüm.

***

Herhalde gazetecilikten geldiği için, Hikmet Çiçek doğrudan doğruya nesnel belge ve olgulara dayalı bir kitap yazmış:

Gizli tanıkların ifadelerinden oluşuyor esas olarak.

“Ergenekon” denilen davada 31 gizli tanık dinlenmiş…

Çiçek’in dosyalardan eriştiği bilgilere göre, sabıkaları bir hayli yüklü insanlar bunlar:

Koyun hırsızları, oto hırsızları, kız kardeşinin kızını satanlar, cinayet, uyuşturucu kaçakçılığı ve benzeri suçlardan hüküm giyenler….

Aralarında PKK, Dev-Sol, DHKP-C ve Hizbullah itirafçıları da varmış.

***

Kitaptaki ifadeler, davalarda olup bitenler, sorular ve yanıtlar, okurken insanın kanını donduruyor…

Ya bunları yaşayanlar ne hissediyor acaba!

-------------------------------------------------------------

Ergenekon Tertibinde Gizli Tanıklar Kitabını %25 İNDİRİMLİ Satın Almak için Tıklayın;

Ergenekon Tertibinde Gizli Tanıklar