8 Mayıs 2013 Çarşamba

Kardak'ta Kahraman, Hasdal'da Esir




Üzerine günlerce konuşulan, medyada fırtınalar koparılan Kafes davası da diğer kurgu ürünü davalardan öz itibarıyla farklı değildi. Levent Bektaşta bulunduğu iddia edilen bir CD ve bir DVD’deki verilerden oluşuyor ve kamuoyu üzerinde beklenen etkiyi fazlasıyla yerine getiriyordu. Türkiye’yi karanlıklara sürükleyecekleri iddia edilen, Hrant Dink’in katlinden operasyon olarak bahseden eli kanlı bahriyelilerin Deniz Kuvvetleri’nde yuvalandığına inandırılan en önemli kesim, Hrant Dink ailesi ve avukatları oldu.(...)
2010 yılında başlayan Kafes davası duruşmalarına ve müteakiben Poyrazköy duruşmalarına katılan Agos gazetesi ve Aris Nalcı vekillerinin tavırlarında çok önemli bir değişiklik gözlendi. Duruşmalar sürdükçe, müdahil avukatlar da kimin asıl mağdur olduğunu görmeye başladılar. Hatta bu anlayış öyle bir seviyeye geldi ki, birleşen Poyrazköy-Amirallere Suikast-Kafes davalarının 10-12 Ekim 2011 tarihli duruşmaları da dahil 2012 yılında hiçbir duruşmaya katılmadılar
***

Sadece duruşma salonunda karşılaştığımız ve genelde her duruşmaya kadınlı erkekli kalabalık bir avukat grubu olarak katılan müdahil avukatlarının savunmalarımız sonrasında hakkımızda ne düşündüklerini hep merak ettim. Kendileri, Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın yargılandığı davada da sanıkları ve savunmalarını dinlemişlerdi.
Mahkemenin kendilerine karşı tutumu, Ogün Samast’ın arkasındakilerin ortaya çıkarılmaması için neler yapıldığı, olayların nasıl örtbas edilmeye çalışıldığını ve hepsinden öte, 17 Ocak 2012 günü verilen kararla olayda çete bağlantısı olmadığı yönündeki kararını öğrendikten sonra acaba Poyrazköy davasında yargılanan bizler hakkında ne düşünüyorlardı?
Bir süre sonra duruşmalara giriş çıkışta karşılıklı nezaket cümleleriyle selamlaşmaya başladığımız avukatlar, acaba bizim üzerimizden oynanmaya çalışılan komplonun farkına varabilmişler miydi? Kendilerinin de tamamen davaları uzatmaya yönelik birer piyon rolüne sokulmaya çalışıldıklarını, kullanıldıklarını anlayabilmişler miydi acaba?
***

Levent Bektaş ise düşünülenin aksine Agos gazetesi ve Aris Nalcı vekili müdahil avukatlarının mahkemedeki varlığını önemseyecek ve 16 Temmuz 2010 tarihli duruşmada şöyle diyecekti:
Sayın Agos müdahili avukatlarımız buradalar. Ben öncelikle kişisel değerlendirmemi söylemek istiyorum. Bu salonu dolduran hukuk bilgisine sahip değerli heyetiniz dahil olmak üzere hukukçuların çok olması, bizim özgürlüğümüze giden yolumuzun kısalmasında en önemli güvencemizdir. (...)
Burada TCK, CMK’yi, uluslararası anlaşmalardan doğan yükümlülüklerimizi çok güzel ifade ettiler. Bütün bu bilgilere sahip olduklarını değerlendiriyorum. Ancak CMK’nin buradaki sanıkların lehine olan maddelerinin de kendileri tarafından aynı şekilde savunulmasını bekliyorum. Eğer onları da aynı şekilde savunurlarsa, burada olma nedenlerinin siyaseten değil, hukukun, maddi gerçeğin ortaya konulması açısından olduğuna bütün herkesi de inandıracaklardır.’ ”*
Ali Türkşen
*Alıntı: Kardak’ta Kahraman Hasdal’da Esir/ Kaynak Yayınları, 2013
-------------------------------------------------------------
Kardak'ta Kahraman Hasdal'da Esir Kitabını %25 İNDİRİMLİ Satın Almak için Tıklayın;