11 Kasım 2013 Pazartesi

Çin'de Türk tarihçiliği


Tarihe emek vermek isteyen gençlerimize öneriyorum. Eğer Orta Asya tarihi üzerine çalışacaksanız, Çince öğrenmelisiniz. Yalnız günümüz Çincesini değil, dört bin yıllık Çinceyi.

Bu yıl, Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın onur konuğu Çin Halk Cumhuriyeti.

Kâğıdın, basımevinin ve kitabın tarihi, Çin tarihiyle başlar.

Pişmiş tuğla üzerine yazıda evet Sümerler, ama kâğıdın üzerine siyah mürekkeple yazının başlangıcı Çin’dedir.

Biz ilkokuldan başlayarak basım aletini Gutenberg icat etti diye ezberleriz. Ancak 9. yüzyılda Uygurlar basım aletleri kullanıyorlardı. Çin ise çok daha önce.

Sözün özü, Kitap Fuarı’na yakışan bir konuk.


Çin’de Türk tarihi merakı


Fuarda Türk tarihi üzerine Çin’deki bilimsel yayınlar da sergileniyor mu acaba? 

Çin tarihçiliğine dikkat çekmek istiyorum. Eski Türklerin tarihi, ancak Çin kaynaklarıyla yazılabiliyor. Prof. Dr. Ahmet Taşağıl ve Doç Dr. Erkin Ekrem bu alanda bir yol açtılar. Kiraz Perinçek Karavit ve Kürşat Yıldırım kendi alanlarında yetişiyorlar.

Çin’de Orta Asya kavimlerinin tarihleri üzerine incelemeler, diyebilirim ki Türkiye’dekilerin yüzlerce katı. Bunu Çin gezilerinde gözlemledim. 

Meraklılar, Bilim ve Ütopya’nın Temmuz 2010’da çıkan 193. sayısına bakabilir. Orada Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, “Türk tarihi ile ilgili Çin kaynaklarının analitik değerlendirilmesi”ni özetliyor. Başka sayılarda da Çin’deki Türk tarihi üzerine çok zengin araştırmaların listesi verildi. 

MÖ 2000’lerdeki kökler


Birçok Çin tarihçisi, Türk tarihini Sakalardan (İskitlerden) başlatıyor. Kimileri ise MÖ 2000’de Kuzey Çin’de yaşayan Ti’lere kadar gidiyor. 

Kaynak Yayınları’nın henüz yayınladığı Sinciang Uygur Tarihi’ni yıllarca önce okumuştum. Li Sheng’in yönetiminde hazırlanan bu çalışma, Türk tarihinin kökleriyle ilgili önemli bulguları ve görüşleri içeriyor. 

Örneğin Uygurların tarihi, MÖ 2000’deki Kuzey Ti’lerle (Beidi) başlatılıyor. Çin yazısında Ti, Tingling, Tili ve Teli gibi isimlerinin hepsinin “Turk” ve “Turuk” sözcüklerinin Çin yazısına farklı kayıtları olduğu öne sürülüyor. 

Doğu-Batı uygarlıklarını birleştiren tarihsel rol
Hunların Batı bölgelerini fethedip birleştirmesinin, Çin ve Asya tarihinde “çağ açıcı” önemde olduğu saptanıyor. Bunun kanıtları dört maddede özetleniyor. 

Avrupa merkezci birçok tarihçiden farklı olarak Türk hakanlıklarının, Hunlardan başlayarak Doğu-Batı uygarlıklarını birleştiren tarihsel rolleri vurgulanıyor. Hunların “çok zengin bir dilleri” olduğu saptaması da, yakın çağ Türkçesini bile hor gören yüzeysel solcularımız için şaşırtıcı olacaktır.

Asya imparatorluklarının
kavimleri bir arada yaşatma kültürü

Beycing’teki Çin Halk Askeri Müzesine girdiğiniz zaman, iki devasa heykel sizi karşılar. Çin’in hiçbir yerinde, doğduğu Hunan dışında, Mao heykeli yoktur. Askeri Müzede 20-30 m. yüksekliğindeki salona koymuşlar. Yanında aynı büyüklükte bir heykel daha var. O, daha kuzeyli tipi, Han Çinlilerine benzemiyor. Cengiz Han! 

Çinli için çoğu kuzeyden gelen Hsia, Shang, Chou, Chin, Han, Wei (Toba), Tang, Song, Yuan (Moğol), Ming Mançu hanedanlarının hepsi, kavim kökenleri ayrımı yapılmaksızın kendi hükümdarlarıdır. Eşitlik, imparatorlukların kökenlerindeki eşitlikten başlar. Asya kültürüdür. Ve imparatorlukların kavimleri bir arada yaşatma kültürüdür.

Çin’e Hazar’dan gelen uygarlık


Çin Cumhuriyet Devrimi’nin önderi Sun Yat Sen, Çin’e uygarlığın Batı Denizi’nin ordan, yani Hazar Denizi çevresinden geldiğini belirtir. Sadık Usta’nın hazırladığı Sun Yat Sen’in Halkçılığı Üzerine kitabını okumanızı öneririm. Atatürk’ün Halkçılığı ile ortak kaynaklar bulacaksınız.

Bizim evde, Çin’de basılmış Çince ve Uygurca dört ciltlik Divan-ı Lügat-it Türk var. Türk kültürüyle ilgili kaynakların Çin’de yasak olduğu propagandaları gerçek dışıdır. Eski Türk tarihi üzerine araştırmaların en zengin olduğu ülke, şu anda Çin ve Japonya’dır.

Çin’de Türk tarihi üzerine romanlar


Türk tarihi üzerine edebi eseler de var. Örneğin Çin Komünist Partisi’nin Mao zamanı ve sonrası önderlerinden Seyfettin Aziz’in Satık Buğra Han romanını Kaynak Yayınları “Türklerin Müslümanlığa Geçişi” başlığıyla bastı. O roman bilimsel bir tarih kavrayışının ürünüdür ve uzun uzun Türk kavminin övgüsüyle başlar. 

İmrenilecek insanlar
Tarihe emek vermek isteyen gençlerimize öneriyorum. Eğer Orta Asya tarihi üzerine çalışacaksanız, Çince öğrenmelisiniz. Yalnız günümüz Çincesini değil, dört bin yıllık Çinceyi.
Bambular, ağaç kabukları, kaplumbağa, kemik, tunç ve taş yazılarını doğrudan okuyanlara imrenmeyeceksiniz de kime imreneceksiniz?




Doğu Perinçek
Aydınlık/Rota