9 Mayıs 2013 Perşembe

Ümit Zileli: Ölü Akrepler Zamanı



“Ekmeğin bir Arap atının yelesine gizlendiği Urfa’da; babalarımız ‘kaçakçı pazarı’nda aş uğruna koştururken yorgun gelirlerdi, o iki göz, betonarme gecekondulara…
Yaşam, Urfa’nın Kötüler Mahallesi’nde yoksullukla umudun yarattığı çelişki içinde amansız bir kısırdöngüye dönüşür ve biz o mahallenin garip çocukları, terk edilmiş dünyamızda debelenip dururduk!..

Babalarımız pek harçlık veremezdi bizlere… Ekmeğini Suriye sınırındaki mayınlı arazilerden çıkaran insanların cebinde para olmazdı ki!..
Ekmek bir jandarma tüfeğinin namlusuna hapsedilmişti ve bizler akşam eve dönecek mi diye düşünürdük cepleri delik babalarımızı!..”
Bu satırlar, sevgili kardeşim Mehmet Faraç’ın, Urfa’nın terk edilmiş “Kötüler Mahallesi”ndeki yoksul ama soylu çocukluk anılarını anlattığı “Ölü Akrepler Zamanı” kitabından ufak bir alıntı. Faraç’ın öylesine sihirli bir kalemi var ki, okurken adeta orada, o yoksulluğu birlikte yaşıyormuş, jandarmadan birlikte kaçıyormuş duygusuna kapılıyorsunuz ister istemez..
Faraç, 
“Ölü Akrepler Zamanı” ile birlikte, “kefensiz mezarlara mahkûm” Doğu kadınının, töre karşısındaki çaresizliğini, ezilmişliğini ve kaybedişini anlatan kadın hikâyelerinden oluşan “Yağmur Bekleyen Kadınlar” kitabını aynı zamanda çıkardı.
Okurken, o hikâyelerdeki ezilen, öldürülen kadınların yanında olamadığım, onları koruyamadığım için öfkelendim, hüzünlendim, kendimi biçare hissettim…
“Ölü Akrepler Zamanı” ile “Yağmur Bekleyen Kadınlar”ı birlikte okuyun, aynı coğrafyada, şans ve şanssızlığın, ölüm ile yaşamın nasıl da iç içe geçmiş olduğunu göreceksiniz…


-------------------------------------------------------------
Ölü Akrepler Zamanı Kitabını %25 İNDİRİMLİ Satın Almak için Tıklayın;