9 Mayıs 2013 Perşembe

Aydınlanma yolunda her kadının okuması gereken kitap!




Kaynak Yayınları, “İz Bırakanlar” serisinden Cumhuriyet Kadınının Aydınlık Yüzü Necla Arat kitabını yayımladı. Kitap, Tansu Bele’nin özgün üslubuyla kaleme alındı. Atatürk’ün yolunda, Atatürk’ün Devrimlerini savunan, kadının ailedeki, toplumdaki, siyasetteki yerinin önemini yaşamının her alanında vurgulamış Cumhuriyet kadını Necla Arat’ı, yine aydın Cumhuriyet Kadını Tansu Bele’den okuyoruz.



Kaynak Yayınları'ndan yapılan açıklama;

Yalın, saydam, tutarlı.
Necla Arat’ı tanımlayan en anlamlı üç sözcük.
Arat, bir Cumhuriyet kadını olarak öylesine saydam ve tutarlı ki...
Temel düsturu “Cumhuriyet, kadının Rönesansıdır” düşüncesi olmuş ve günümüze değin “Atatürk Devrimlerinin bütünlenmesi” gerektiği fikrini usanmadan  tekrarlamış, vurgulamıştır.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe-Sosyoloji Bölümü'nü bitirdi. Doktorasını aynı fakültenin Felsefe Bölümü'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden doçent ve profesör unvanını aldı. Sistematik Felsefe Anabilim Dalı Başkanlığı görevini yürüttü. 
Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi'ni kurdu ve Merkez Müdürlüğü ve Kadın Çalışmaları Kürsüsü’nün başkanlığı görevlerini yaptı. 
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Çağdaş Eğitim Vakfı, ANAÇEV, Türk Kadınlar Konseyi, Felsefe Derneği, Öğretim Üyeleri Derneği ve Kadın Araştırmaları Derneği gibi kuruluşlarda kurucu üye oldu.
 İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği'nin kurucu başkanı oldu. 
Kadın Araştırmaları dergisinin editörlüğünü yaptı. 
Yayımlanmış 14 kitabı, çevirileri ve birçok bilimsel makalesi var. 
22 Temmuz 2007 seçimleriyle birlikte Meclis’te 23. Dönem İstanbul milletvekili olarak bulundu.

SES GETİRMİŞ BAZI FAALİYETLERİ

• 1990 yılında Bahriye Üçok’un öldürülmesini protesto için Çağlayan’da düzenlenen Büyük Yürüyüş Mitingi. 

• ÇYDD ve Hukukçu Kadınlar Derneği ile Kadın Araştırmaları Derneği’nin ortaklaşa düzenledikleri “İrticaya Hayır”  ve “Düşünceye Saygı Şiddete Son” mitingleri. 

• 1990’lı yıllardan itibaren, kadınlarımızın Meclis’te ve siyasetin her alanında yer almalarına sağlamaya dönük paneller ve konferanslar.

MÜCADELE ALANLARINDAN SEÇMELER 

• 1991-1993’te hükümetten aktif bir bakanlık isteyerek bu kurumun adının da “Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlık” ya da “Kadın ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı”, “Kadın Bakanlığı” olmasını talep etmiştir. 

• Medeni Kanun, TC Kanunu, vergi vb. yasalarda değişiklik yapılması mücadelesi yürütmüştür. 

• 1996’da RP hükümetine karşı muhafazakâr kadınlara seslenmiştir:
 “Adil Düzen’in kadınları, uyanın! Gönüllü kulluğa katlanmayın! Hakkınız olanı isteyin ve alın. Adil Düzen’in erkekleri inanç kılıfına büründürmeye çalıştıkları bencilliklerini gerici ve bağnaz bir ideoloji ile birleştirerek size bin yıldır oynadıkları oyunu oynamaya devam ediyorlar.”

• 1990’lı yılların feminist hareketlerini eleştirmiştir:
“Ülkemizde proje feminizmi ve demokrasisi biçimindeki ABD fonları, 1990’larda girmeye başladı. Radikal ve sosyalist feministler, Kürtçü hareket içine çekildiler ya da Fethullahçı oldular. Oysa onlar, Aydınlanmamızın kadınlarıydı. Bu fonların Güneydoğu kadın derneklerince çekildiği de bilinen bir gerçek. Hepsi için direkt suçlama yapamam. Ama aralarında BDP ve PKK için çalışanlar var. Apo’yu destekledikleri gözlemlenmekte…”

• 1996’da “Siyaset-Mafya-Emniyet Üçgeni” saptamasıyla Başbakan Tansu Çiller’i eleştirmiştir. “Türbanlı Demokrasi”, “Böcekli Demokrasi” benzetmeleriyle “Tarikat-Siyaset-Ticaret” ağı içinde giderek yozlaşan iktidarı hedef almıştır.

• 14 Nisan 2007’de, Ankara Tandoğan’da ilk Cumhuriyet mitinginin kadın lideri olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin, “sinsi bir değişim, gizli bir savaşım, bir yok ediliş süreci” yaşadığını belirterek, buna karşı ülkemizin  aydın, akademisyen, gazeteci, patron, işçi, memur, vali, kaymakam, yargıç, savcı vb. demeden  tüm insanlarını içine gömüldükleri görülmemiş suskunluk ve devinimsizlikten silkinmeye çağırmıştır:
 “Türk Silahlı Kuvvetleri, içeriden ve dışarıdan yapılan olumsuz propagandalarla yıpratılmak isteniyor.  Avrupa Birliği parlamenterleri her fırsatta ordumuza çatıyorlar. AB ve ABD’den yükselen sesler, Cumhuriyet’in dayandığı temellerin tartışmaya açılmasını amaçlıyor. Örneğin anayasamızdaki laiklik ilkesi yerine ‘dinsel özgürlük’ söylemi kullanılarak cemaatlere dayanan bir din-siyaset süreci, yani din ağırlıklı bir siyasal yapı kurulması düşleniyor. Ayrıca Lozan’ı aşan bir azınlık yaklaşımı önerilip Güneydoğu sorununun bireysel haklar çerçevesinde değil de azınlık hakları çerçevesinde ele alınıp çözümlenmesi dayatılıyor. Adeta üniter yapıdan vazgeçmemiz isteniyor. Kemalist Cumhuriyet artık ekonomik anlamda tam bağımsız değil. Çünkü Mustafa Kemal’in temellerini attığı kurumların hemen hepsi, küresel sermayenin eline geçmiş durumda. (…) Artık bütün bu olumsuzluklara ‘dur!’ demenin zamanı gelmedi mi?” 

• 29 Nisan 2007’de İstanbul-Çağlayan’da ikinci Cmhuriyet mitinginin kadın lideri olmuş ve mitingin açış konuşmasında “Cumhuriyet için birleşin, yarın çok geç olabilir”, “Şeriata Karşıyız” çağrısı yapmıştır:
“14 Nisan’da Tandoğan’da yükselen dip dalgası, bugün Çağlayan Meydanı’nda daha bir coşuyor. Bir tsunamiye dönüşüyor. İstanbul, İstanbul olalı böyle bir coşku görmedi. Bugün İstanbul’dan, Avrupa’dan ve Anadolu’nun her yöresinden, Çağlayan Mitingi’ne katılmış olanlar, ulus devletimizin temel değer ve ilkelerini, ulusal onur ve bağımsızlığımızı savunma kararlılığımızı göstermek üzere buradayız. ‘Küresel efendilere’ ve yerli işbirlikçilerine ‘hayır’ demek için buradayız (…) İşte BİZ HALKIZ! BİZ CUMHURUZ diyoruz. Ve biz MUSTAFA KEMAL’E ‘DEVRİMLERİNİN SAHİBİ VE KORUYUCUSUYUZ’ demek için buradayız.”

-------------------------------------------------------------
Cumhuriyet Kadınının Aydınlık Yüzü Necla Arat Kitabını %25 İNDİRİMLİ Satın Almak için Tıklayın;