7 Mart 2013 Perşembe

ŞAİRİN YARIM KALAN AŞKINI MEKTUPLARI ÖLÜMSÜZLEŞTİRDİ


     Zonguldaklı şair Rüştü Onur'u ve eşi Mediha Sessiz'i şairin baldızı Sabahat Sessiz Aydınlık'a anlattı. Sessizin söyledikleri Onur çifti hakkında bilinenleri yalanlıyor.

Zonguldaklı şair Rüştü Onurun bilinmeyen mektupları ve özel arşivinden fotoğrafları KAYNAK YAYINLARI tarafından kitaplaştırıldı. Genç yaşta veremden kaybettiğimiz şairin yaşadığı aşk hikayesi de, onun iç parçalayan hayatı kadar dikkat çekici edebiyat tarihimiz için. Eşi Mediha Sessiz'le önce mektuplarla başlayan hikaye, ikisinin de ölümleriyle yarım kalır. Şair onur, Mediha Hanım'ın evlendikten kısa süre sonra gerçekleşen ölümüne çok dayanamaz. Onların yarım kalan bu aşkını, zamanında birbirlerine yazdıkları mektuplar ölümsüzleştiriyor. Bir de Mediha Hanım'ın kardeşi Sabahat Sessiz'in anlattıkları... Şair Rüştü Onur'un baldızı Sabahat Sessiz ile daha önceden kararlaştırarak İstanbul'da Türkiye Yazarlar Sendikası'nda buluştuk. Leyla Şahin ve Nurullah Çan'ın da katıldığı buluşmada, Sabahat Hanım, eniştesi ve ablasının hikayesine dair bilinen iki noktayı yalanladı. Birincisi ablası ve eniştesi ilk kez hastanede değil Esini kaybetmeye dayanamadı? Ablanızın öliinıü nasıl etkiledi Rüştü Onur'u? Eniştem artık bizim evin erkanı olmuştu. Eniştemi hep üzgün görürdüm. Ablamı kaybettikten sonra çok perişan olmuştu. Ve ablamın ölümünden kısa süre sonra öldü. Bir gece eniştem fenalaşmış. O kadar mazlum, o kadar üzgündü ki ağzından kan gelmiş. Kalkmış evin holündeki musluğa geçerken düşmüş. He ı'iladii purla Zonguldak'a gidiyorduk. Ablam vapurda dolaşıyordu bazen tek başına, bazen benimle. Zonguldak'a yaklaşırken genç bir delikanlı yanımıza geldi. Dolaşmakta olan ablamla beraber geldi. " Benin adım Rüştü, soyadını da Onur " dedi. Annem de " Memnun oldum, buyur otur evladım " dedi. Ablamla daha samimi konuşuyorlardi. Vapurda naşırken Rüştü artık yanımıza sık sık gelip gidiyordu. Rüştü " Zonguldak'ta dayım var, Devrekliyiz ama dayım burada oturuyor. Sizi oraya götüreyim " dedi. " Onun evinde dinlenin, biraz nefes alın, ondan sonra gerekli vasıtaya sizi ben bindiririm " dedi. Tabii oranın yabancısıyız, bizi dayısının evine götürdü. Birkaç saat oturduk orada. Sonra bizi bir vasıtaya olan Heybeliada Sanatoryumu'na götürdük. Orada da " Ciğerlerinde bir şey yok " dediler. Rüştü de gelip giderdi yanımıza. En sonunda Beşiktaş'taki doktoru Ahmet Bey hastalığını anladı, apandisiti patlamış ama işten işten geçmişti ve bütün o kazurat içeriye yayılmış. Karın zarı iltihabı Peritonik yapmış. Birileri ablamın hastalığını tifo diye yazmış biBnmeyen mektuplar, ve şişeri | Rüştü Onur Hazırlayanla'Leyla Şahin ibrahim Tığ'Mektubun Avcumda'22 Şubat'ta raflarda Edebiyat tarihimizin sayfaları arasında kalmış bu hikaye şairin bilinmeyen mektuplarının okura ulaşmasıyla ölümsüzleşiyor. Kitapseverler, Yılmaz Erdoğan'ın şairin hayatını anlattığı ve 22 Şubat'ta gösterime girecek filmi " Kelebeğin Rüyası " filminin yanında bir de kitaba kavuşuyor. İbrahim Tığ ve Leyla Şahin'in hazırladığı, KAYNAK YAYINLARIndan çıkacak " Mektubun Avcumda / Bilinmeyen mektupları ve şiirleri Rüştü Onur " adlı kitap, filmle aynı gün raflardaki yerini alacak., e giden Vapuru'nda tanışırlar. İkincisi de ablası tifodan değil, peritonikten ölmüş. Gerisini de kendisinden dinleyelim. ilk karşılaşma vapurda tanıştılar tabii. Yolculuğun ertesi sabahında, vapur iskeleye ya'Yan yana çok uyumluydular'? Ablanız Mediha Sessiz ve Rüştü Onur nasıl tanıştılar? Kandilli Kız Lisesi'ne girdiğim seneydi. Rahmetli ablam (Mediha Sessiz) liseyi bitirdikten sonra, Karabük Demirçelik Fabrikası'nın memur aradıklarını duyunca imtihana girip kazandı. Ba bamın işi vardı, gelemezdi. Kardeşlerim, annem, ablam ve ben Karabük'e gitmek için va Sabahat Sessiz, ablası Mediha Hanım ve eniştesi şair Rüştü Onur'u şöyle anlatıyor: " Ablam hakikaten çok hanımefendi, çok hoştu. Uzun boylu, gür saçlı, alımlıydı. Eniştem de uzun boylu sayılır bindirdiler ve Karabük'e gittik. Ama onların sanatoryumda tanışmaları diye bir şey yok, bunu net olarak söylüyorum size. Tifodan ölmedi? Kamuoyunda, kitap ve dergilerde'Rüştü Onur'un eşi Mediha Sessiz'in tifodan öldüğü'yazılıp çizildi. Doğru mudur? Hayır. Ablamı bir gün bir karın ağrısı tuttu. Hastaneye götürdüler, ilk başta bir şey bulamadılar. Tekrar tekrar doktora gitti. En son, o zaman ciğer muayenesi yapılan tek yer, halbuki tifoyla peritonik tamamen ayrı şeyler.? Peki Rüştü Onur sonraları İstanbul'a gelmiş miydi? Ondan sonra da geldi gitti İstanbul'a. Ablamın Karabük'e gelişiyle onlar devamlı mektuplaşıyorlarmış, sonradan öğrendik ki birbirlerini çok sevmişler. Bu vesileyle de Rüştü Enişte artık bizim ailenin ferdi oldu. Ablamla Rüştü Eniştenin durumu karşısında babam dedi ki, " evladım birbirinizi seviyorsanız, kızım iyileşene kadar madem ki gelip gidiyorsun. Bu zor oluyor, nikahınız olsun, sen bu evin çocuğu ol. " Ve nikahları kıyıldı. Sonra da eniştem çoğu zamanını bizde geçirdi. Birlikteydik. Ablam iyileşemedi, vefat etti maalesef. Ortaköy Mezarlığına gömüldü. men yanına koşmuşlar ama ağzı kapanmış, açmayı da düşünememişler. Doktor Ahmet Bey gelinceye kadar da ölüyor. Onu da ablamın yanına defnettik. Cenazesi de çok kalabalık olmuştu. Eniştemi çok severdim, o da bizi çok severdi.? Rüştü Onur yazdığı şiirleri evde sizlerle paylaşır mıydı? Paylaşırdı desem, yalan konuşurum. Evde konuşurduk, telefonla da başkalarıyla konuşurdu.? Ailesinden söz eder iniydi hiç? Hiç etmezdi. Ailesi Devrek'teydi. Ne hikmetse dayısı ile temas edilirdi. Dayı çok sempatik bir insandı. Ankara'da yaşıyorlardı.


Kaynak:  Aydınlık Gazetesi