7 Mart 2013 Perşembe

RÖPORTAJ: LEYLA ŞAHİN


Sanat bütünlüklü bir dünyadır. Sanat disiplinleri birbirini besler, derinleştirir, geliştirir. İki şair olarak Leyla Şahin ve İbrahim Tığ’ın hazırladığı Avucunda Mektubun, Rüştü Onur’un yetmiş yılı aşkın anılarını, belgelerini içeriyor ve şiirlerini. Bu kitapta Rüştü Onur’un hiçbir yerde yayımlanmamış şiirleri var. Ve dolayısıyla kendisi için yapılan kitaplara da girmemiş şiirlerdir bunlar. Bizim elimize çok zengin bir malzeme verildi ama yayınevinin malzeme üzerinde çok titiz ve yoğun çalıştığını söyleyebilirim.  Bu çalışmalarının tamamına katıldım diyebilirim ve ortaya çıkan kitap beni memnun etti ama Sabahat Hanım memnun olursa ben asıl o zaman memnun olacağım.

Kitabı kağıt seçiminden baskısına kadar özenli buldum; yayınevinin nasıl çalıştığını zaten görmüştüm. Ayrıca on gün gibi kısa bir sürede böylesi hacimli ve özgün bir çalışmayı sonuçlandırdılar. Kitap hem fırından yeni çıkmış ekmek gibi taze hem de geçmiş zamanın dokusunu teknik olarak da bize sezdirebiliyor.

Kelebeğin Rüyası’nı, iyi bir oyuncu, yönetmen, yazar olduğu kadar iyi de bir şair olan Yılmaz Erdoğan çekti. Gerek bizim hazırladığımız kitap gerekse Kelebeğin Rüyası bir şairler buluşması! Zaten her şair bir başka şairin kanadıdır. Bugün Rüştü Onur üzerinde düşünebiliyorsak, Rüştü Onur’u şair arkadaşlarının bize hatırlatmasından ötürüdür. Salah Birsel, Necati Cumalı, Oktay Rıfat, Melih Cevdet ve elbette şairin lise öğretmeni ve arkadaşı Behçet Necatigil.

Behçet Necatigil’i filimde Yılmaz Erdoğan oynadığını biliyorsunuz, Necatigil’in dünyası içli bir dünya; Yılmaz Erdoğan’ı Necatigil rolünde görmek beni heyecanlandırıyor.



19 Şubat 2013 İstiklal Caddesi,                           Mehmet Gözen’in Leyla Şahin ile yaptığı              

Majestik                                                                                                          röportajdan