23 Nisan 2013 Salı

"Kardak'ta Kahraman Hasdal'da Esir" Boğaziçi TGB Kardak Kahramanıyla görüştü




Boğaziçi TGB, Poyrazköy davasında iki kez ağırlaştırılmış müebbet, ek olarak 51 yıl hapis istemiyle yargılanan ve Balyoz davasından da 16 yıl hüküm giymiş olan Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen'le hem 21 Nisan'da yayımlanacak olan yeni kitabı "Kardak'ta Kahraman Hasdal'da Esir" hakkında bilgi almak hem de içerisinde bulunduğumuz döneme dair fikirlerini öğrenmek üzere Hasdal Askeri Ceza ve Tutukevi'nde görüştü.


ABD - AKP - F Tipi Cemaat

Kitabı iki yıl gibi bir süre zarfında tamamlandığını belirten Türkşen, davaların içerisindeki komploların ABD, AKP, Gülen Cemaati etkisiyle şekillendiğini ve bunları kitabında aktarmaya çalıştığını belirtti.

Türkşen, dava sürecinde yapılan sahtekarlıkları gün yüzüne çıkarmayı hedefleyen kitabında kazılarda yapılan sahtekarlıklardan, ihtar mektuplarındaki sahtekarlıklara, kamuoyu oluşturmak için bazı gazetelerin öne sürdüğü yalanlara kadar birçok noktaya değinmiş.

Ali Tatar ve Berk Erden

Türkşen, kitabını kendilerine atılan iftiralar sonucunda kendi canlarına kıyan Deniz Yarbay Ali Tatar ve Albay Berk Erdem'e ithaf ettiğini belirtti.

Kitabın son kısımlarındaysa bu davaların nereden çıktığına ve kimlerin bu işin içinde olduğuna değindiğini söyleyen Türkşen, bazı gazetelerin aracılığıyla askeri savcılığa nasıl baskı yapıldığını da aktarmış.

"Şimdi de hazırız!"

1996 yılında Kardak kayalıklarına çıkan ekibin başında yer almış olan Ali Türkşen'in şimdiki açıklamalarıysa halen o dönemki duygularını koruduğu yönünde. "Nasıl kardakta saf duygularla can vermeye hazırdıysak şimdi de hazırız."

Peki...

Kendisinin olduğu iddia edilen Baransu'nun bavulundan çıkan cdlerde yer alan "AzılıkEmir.doc" dosyasını sorduğumuzdaysa çok ilginç bir hikaye karşımıza çıkıyor. Dosyanın oluşturulma zamanı olan 5 Kasım 2008 tarihi saat 9.41'de TRT'nin "Savaşta ve Barışta Türk Ordusu" adlı bir programı için kameraların önünde olduğunu aktarıyor. Hakime bu görüntüler izletiliyor. Hakiminse tepkisi "Peki" oluyor. Süreç kaldığı yerden devam ediyor.

Neden?

Bu dönem zarfında neden askeriyenin ve özellikle de deniz kuvvetlerinin hedef alındığını sorduğumuzdaysa cevabı ABD'de aramamız gerektiğini vurguluyor Türkşen. ABD'nin Karadeniz'e çıkma planlarına set çeken ve Doğu Akdenizde ülkemizin çıkarları doğrultusunda hareket eden bir donanma hiç şüphesiz birilerinin işine gelmiyor.

Askeri Casusluk Davası

Askeri casusluk davasını da Balyoz ve Ergenekon tertiplerinin bir kolu olarak gören Türkşen, geçtiğimiz dönemde bir kesim tarafından uyarılan ancak emekli olmayan askerlerin bu davada hedef alındığını anlatıyor.

Dicle Üniversitesindeki Olaylar

12 Eylül öncesinde lisede olduğunu söyleyen Türkşen, özellikle Dicle Üniversitesinde başlayan ve diğer bazı üniversitelere de sıçrayan bu tarz olayların lise yıllarını andırdığını söylüyor ve Güneydoğuda bir Cumhuriyet otoritesinin zayıflığının ortaçağın karanlık örgütlerini açığa çıkarttığını aktarıyor.

"İmralı'ya gidenlere Skorsky tahsis edilsin."

"Barış" adı altında ülkeyi uçuruma sürükleyen bir süreçte Türkşen şöyle bir serzenişte de bulunuyor. "İmralı'ya gidenlere gemi değil Skorsky tahsis edilsin."

"En büyük silah hukuk."

Onlarca bilirkişi raporuyla sahteciliği açıklamalarına ve binlerce delil ve görgü tanıklarıyla suçsuzluklarını ispatlamalarına rağmen hukuksuzluğun halen devam ettiğini anlatan Türkşen "En büyük silah hukuk." diye de ekliyor.

"Bu davalar cumhuriyet mitinglerinin ürünü"

Türkşen bu davaların AKP hükümetini titreten Cumhuriyet Mitinglerinin bir ürünü olduğunu savunuyor.

Ve TGB...

Ziyaretlerine korkan arkadaşları olduğunu söyleyen Türkşen koca koca komutanların hatta TSK'nın bile askerine sahip çıkmadığını söylüyor TGB'li gençleri Hasdal'da görmekten son derece gurur duyuyor. 'TGB'nin dinamizminin önünde hiçbir kuvvet duramaz diyen Türkşen, TGB'nin umut kaynağı olduğunu belirtiyor.

Mertcan Yılmaz- Boğaziçi TGB