7 Mart 2013 Perşembe

"NE YAPALIM BİZİ DE TUTUKLARLAR"


BALYOZ davasında 18 yıl hapse mahkûm edilen Tümamiral Semih Çetin'in eşi Nilüfer Çetin'le eşinin yeni kitabı "Bir İhanetin Öyküsü" üzerine konuştuk. Nilüfer Çetin, kitabın yazım sürecini ve Balyoz davası duruşmaları boyunca üst düzey komutanlarla aralarında geçen konuşmaları YURT'a anlattı.
 Eşiniz Tümamiral Semih Çetin'in öncelikle tutuklanma sürecinden bahseder misiniz?

Eşim, Şubat 2010'da tutuklandı. Gözaltına alınacağını televizyondan öğrendik. İlk tutuklanan muvazzaf su-baylardan üçüncüsü. İlk tutuklamadan bir ay sonra çıktı. Tekrar çağrıldı ve tutuklandı. 3 ay sonra tahliye edildi. 18 Haziran 2010'da 102 kişi hakkında yakalama kararı çıktı; fakat karar kaldırıldı. Sonra Şubat 2011'de tutuklandı ve o günden itibaren toplam iki buçuk senedir cezaevinde.
 "Bir İhanetin Öyküsü" kitabını yazmaya ne zaman başladı, yazım süreci nasıl gelişti?
Eşim, ilk girdiği günden itibaren yazmaya başladı. "Yazmak bana iyi geliyor" diyordu. Yaşadıklarını, ilginç olayları ve davaya ilişkin önemli gelişmeleri yazıyordu.
»'SİZ DE BÖYLE DERSENİZ../

CANER TAŞPINAR HABER MERKEZİ
 Kitapta, Hasdal'da tutuklu olan komutanların Deniz Kuvvetleri Komutanı Murat Bilgel'e yazdığı mektup ilk kez yayımlandı. Bu mektupta tutukluların ai-lelerine destek olunduğu fakat Donan- ma'daki "işbirlikçilerin" ortaya çıkarılması konusunda herhangi bir çalışma ya-pılmadığından söz ediliyor. O dönemde neler yaşandı?
Ailelere destek gösterdiler ilk za-manlarda.. Eşim ilk tutuklandığında hemen İstanbul'a geldik. O süreçte birlikte çalıştığı Donanma Komutanı araması gerekirken aramadı. "Bir haftadır neredesin, ne oldu, ne yapıyorsun sen?" diye aramalıydı. Bu anlamda eşim hayal kırıklığına uğradı. Donanma Komutanının eşi aradı. Ama onun da aramak için aradığı düşüncesindeyim. Sonra ben çok isyan ettim. Eşim tutuklandıktan sonra eve döndüğümde beni ziyarete geldiler. Önce eşi geldi. Düşüncelerimi kendisine ilettim. O da herhalde Murat Amiral'e (Murat Bilgel) iletmiş. Bu kez o geldi eve. Ellerini açıp "Ne yapayım, elimizden gelen bir şey yok. Bizi de tutuklayabilirler" dedi ve ben çok büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Ben de şöyle dedim: "Komutanım siz de böyle diyorsanız biz ne yapalım?" Çok çaresiz hissettim. Çünkü onlar bizim büyüğümüz, bir silah arkadaşlığı var, komutanlann sahip çıkması gerekiyor.


KRAVAT OLAYI...
• Kitapta Semih Çetin bahsediyor. Oramiral Murat Bilgel'in Gölcük Donanma Komutanlığı'nda arama yapan savcılara kravat hediye etmesini nasıl de-ğerlendirdiniz?
Bize çok garip geldi. Hiç hoş değildi. Aramalar yapılıyor, tutuklamalar oluyor. Böyle bir süreçte hiç hoş olmadı. Normal bir ziyaret mi bu? Elbette hayır.
• "Bir İhanetin Öyküsü" kitabı, Donanma'daki bazı kişilerin sahte olduğu belirtilen dijital belgelerin üretilmesinde ve "komplonun" kurgulanmasında rol oynadığı iddiasını öne sürüyor. Bu araştırıldı mı?


KOMPLO İÇERDEN Mİ?
Göstermelik soruşturma yapıldı. Çünkü Donanma'da kalanlara da gözdağı verdiler. "Onları tutukladık sizi de tutuklarız" mesajıydı bu. Mesela Denizci Hakim Albay Onur Uluocak Donanma'daki bu soruşturmayla çok ilgiliydi. Onu da tutuk- ladılar. Kalanlar da bu tutuklamalardan korkuyor elbette. Bu soruşturmalarda ini-siyatif Donanma Komutanfndadır. O, "Ne yapılması gerekiyorsa yapın" emri verirse bu soruşturma çözülür. Eşimin tespiti şuydu; "Bu komployu kuranlar Donanma'daki birilerinden yardım almadan bunu yapamaz." Donanma öyle çok kalabalık bir yer değil.

Kızı evlenirken o içerdeydi!

TÜMAMİRAL Semih Çetin'in eşi Nilüfer Çetin, eşinin tutuklanmasını "Hayatımızın kırılma noktası olarak" tarif ederken kızlarının evliliğiyle ilgili yaşadıkları duygusal anları şöyle anlattı: "O günden sonra her şey değişti. Hasdal'a gitmeye başladık. ilk kez camın ardından konuştuk. O gün gerçekten çok etkilenmiştim. "Camın ardında nasıl dayanacağım" diye düşündüm ama dayanıyorsunuz işte. Birbirimize rol yaptık. O hep şakalar yaptı. Semih, ilk tutuklanıp çıktıktan sonra kızımıza söz yaptık. "Evimizin bahçesinde nişan yaparız" diye düşünüyorduk.

Tekrar tutuklandı... Eşim "Siz yapın" dedi. "Bekledik. 24 Eylül'de nikah yaptık. Damadımızla beraber eşime gittik. Kitabında o günkü duygularını da yazmış. Kitabın taslağını okuduğumda gördüm ve çok duygulandım. Simdi bir bebeğimiz olacak.

Milli Gemi Projesi

İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı Tümamiral Semih Çetin'in kitabı yayıma verildikten hemen sonra yani önceki gün yayınevi Kaynak Yayınlarından 'acil1 bir şekilde kitabı istedi. 'Bir ihanetin Öyküsü/ Hasdal'da Bir Amiral' adlı kitap ilginç birçok yeni konuyu barındırıyor. Kitabı okuyunca geçen günlerde tahliye edilen Soner Yal- çın'ın Silivri'de yazdığı 'SA- MtZDAT'ın tadını bir askerin ağzından alıyorsunuz.. 'Balyoz davası emperyalist bir darbedir' diyen komutanın piyasaya çıkan kitabı, bir muvazzaf subayın cezaevinden yazdığı ilk kitap!


SAVCININ BOMBALARI...
Milli Gemi Projesi

... İfademi imzaladıktan sonra avuka-tıma 'Çok uzatmayın avukat hanım, biz ne savunmalar gördük, sonuç değişmedi' de-mişti Savcı Mehmet Berk.... Savcı son bombasını patlattı: 'Avukat Hanım! De-mokrat Parti zamanında ezan tekrar Arapça okunmaya başladı diye ihtilal yaptılar. Ne oldu? Her seferinde daha güçlü olarak halk onları yine iktidara getirdi' diyerek bana döndü: Daha sonra bana sanki başka ülkeden gelmişim gibi 'Siz Yassıa- da'yı bilir misiniz?' diye sormuştu. Cevap vermedim. Sadece alaycı bir ifadeyle Sav- cı'nın gözlerinin içine baktım ve o müthiş nefreti gördüm.


DARBEYİ NE ZAMAN YAŞADI
... Asıl görkemli darbeyi, taraflı dedi-ğimiz mahkemeden bile önce karar vererek, 4 Ağustos 2012 tarihinde, terfi sırasındaki tutuklu 37 amiral ve generalin emeklilik kararma imza atan Yüksek Askeri Şûra üyeleri vurdu. Bunu çıkaracağı bir kanunla hükümet yapabilirdi.


 MİLLİ GEMİ PROJESİ...
    Materyal olarak Türk Donanması Cumhuriyet tarihinin en iyisiydi ve gerçekten altın çağını yaşıyordu. Son yıllardaki atılımlarla Akdeniz'in en güçlü donanmalarından biri olmuştuk. MÎLGEM (Milli Gemi) ve GENESIS (Milli Gemi Entegre Savaş idare Sistemi Projesi) projeleri sadece Türk kamuoyunda değil, yabancı basın yayın organlarında bile övgüler alıyordu. MILGEM projesinin ilk gemisi TCG Heybeliada 2011 yılında hizmete girecekti. Aklıma yerli bir giyim firmasının televizyonlarda beğenerek izlediğim reklamı gelmişti: 'Bu Türk Deniz Kuvvetleri de artık çok oluyordu.

Sorguda Feneri i sordu: Maç kaç kaç

TÜMAMİRAL Çetin kaynak Yayın-larından çıkan kitabın tasarımını 'TCG Hasdal Ekibi'yle hazırlamış. Kitabın tasarım bölümünde aynen bu ifade var! 'TCG Hasdal', geminin ismi! 'Ekip' de tutuklu subaylardan oluşuyor. Tasarıma baktığınız zaman kitabın kapağı 'Sarı ve lacivert' renk-lerden oluşturulmuş. Çünkü komutan ileri derecede Fenerbahçeli! İşte kitaptan o bölüm:... 'Savcı Bey birkaç dakika ara talep ediyorum' dedim. Savcı, 'Az kaldı Amiralim, bitiriyoruz' dediyse de ben ısrar ettim. Bunun üzerine Savcı bu kez 'Tuvalet mi?' diye sordu. 'Hayır bu akşam Fenerbahçe- Lille maçı var da.' Dışarı çıkıp Umut'a maçın sonucunu sordum. Verdiği cevap bu uğursuz günün en iyi haberiydi. 'Fener 1-0 galip komutanım. Ama maçın bitmesine 6 dakika var.' Çok iyi bir Galatasaray taraftarı olan emir astsubayım 'Fazla sevinmeyin, daha maç bitmedi' der gibi söylemişti bunu, ama olsun...

 Kaynak:  Yurt Gazetesi