7 Mart 2013 Perşembe

"BİZE TİRAJ LAZIM, MUAZZEZ HANIM TİRAJ"


Muazzez Hanım üzerinde çalıştığı tabletlerin halkın bilgisine sunulmasını çok önemsiyor. Halkın anlayacağını düşünüyor, "Bir yığın yeni tablet bulundu. Bu tabletlerde neler var, heyecanlanın, halka bilgi verin, halicin ilgisini çekin!"

    Evet, öyle oldu. Biz müzedeki çalışmalara dair yazıları yazıyoruz,ancak nerede yayınlanacağım ya da nerede yayınlamamız gerektiğini bilmiyoruz. Kimse de bizi yönlendirmiyor bu konuda. O zamanlar Milli Eğitim Bakanlığı yayınladı bu yazıları, konsolosluklara falan göndermişler. Onlar da bilmiyordu bu yazıları nerelere göndermeleri gerektiğini... Sonra baktık İş böyle olmuyor, biz Tarih Kurtımu'nda bir seri başlatalım diye düşünşdük. Çünkü İstanbul'da tabletler var, Ankara'da da bir yığın tablet çıknğmı biliyoruz. Tüm bu çalışmaları duyuran, ayrıntılı bilgi veren, devamlı bir seri yapılmasını istedik Tarih Kurumu'ndan. Böylece "Çiviyazılı Tabletler Serisi "ni yapmaya başladık. Beş cildini biz yaptık, Hiüt tabletlerine dair bir cilt yapıldı, daha sonra
Ankara'dan Prof. Dr. Emin Bilgiç bir grupla Kültepe tabletlerine dair bir cilt yaptı. Ondan sonra seri bitti ve kapandı maalesef...
Hocam, siz böyle hızlı hızlı yaptığınız tüm çalışmaları anlatıyorsunuz ama bunlar gerçekten inanılmaz çalışmalar. Siz ve Hatice Hanım'ın çalışmaları sayesinde bir arşiv oluştu, Sümerler ile ilgili çalışma yapan herkes için sağlam bir başvuru kaynağı yarattınız. Babanız üniversitede kalmadığınız için üzülmüş ama siz müzede çok önemli çalışmalar yaptınız.
Ben üniversitede kalmadığım için hiç üzülmedim bu nedenle. Çünkü Kraus 1948'de gitti, en önemlisi bizim önümüze konan tabletlerin, 11e sayısı belliydi ne tasnif edilmişti. Bunları çalarsınız diye kimsenin aklına gelmedi, bize güvendiler. Ne yapmamız gerektiğini de kimse söylemedi, bu tamamıyla bizim inisiyatiiı mizdeydi. Tüm çalışmalar, bizim arzumuzla gerçekleşti. Ben tabi ki çok mutluyum böyle bir çalışma yapabildiğimiz için. Eğer biz bunları yapmasaydık, tarihi bilmeyecektik. Şimdi müzede araştırma yapmak isteyen herkes gidip yapabiliyor. Bundan daha büyük bir mutluluk olur mu? Benim de hâlâ aldım müzede bıraktığım işlerde...
iki arkadaş el ele verdik ve büyük bir aşkla yaptık bu çalışmaları... Bu bir iş değildi, bizim ideali mizdi. Yetmiş dört bine yakın tabletin yayınını yaptık, kimse bizi buna mecbur etmemişti, biz istedik. Üniversitedeki arkadaşlar maalesef yapamadılar böyle çalışmalar. O zamanlar küçük bir tarih dergisi çıkıyordu, o dergiye yazı yazmaya başladık. Yazılar çok ilgi çekti, okuyanlar müzeye geliyordu. Soru soruyorlardı, onların da etkisiyle daha hevesli çalışmaya başladık.
O zaman Şevket Rado "Hayat" dergisini çıkıyordu. Şevket Bey'e bir gün dedim ki, "önemli konular var müzede, bunları isterseniz dergiye ulak ufak yazalım, halkımız bilsin bunları". "Muazzez Hanım kimse okumaz böyle yazıları" dedi. "Okuyan bulunur elbet" dedim. "Biz halkın seviyesine inmeye çalışıyoruz" dedi, "Gazetelerin aynı zamanda halkın seviyesini yükseltme görevi yok mu" dedim? "Bize tiraj lazım Muazzez Hanım, tiraj" diye cevap verdi. Bu konuşmayı hiç u nutmuyorum, çok üzülmüştüm. Çünkü yurtdışına çıktığımda görüyordum, en basit dergilerde bile bilimle ilgili bir şey yazıyorlar, bunu ülkemizde neden yapamıyoruz diye düşünüyordum. Üniversitedekilere bu bakımdan kızıyorum. Nc çalışıyorsunuz, ne yapıyorsunuz? Bir yığın yeni tablet bulundu. Bu tabletlerde neler var, heyecanlanın, halka bilgi verin, halkın ilgisini çekin! Yok. Tabletleri kimseye göstermiyorlar, bilgiyi kendilerine saklıyorlar. Mesela Kültepe tabletleri çok önemliydi. 1948'de Kayseri'niıı yakınında Kültepe denilen yerde kazı yapıldı. Daha önce eşilmiş ve bir miktar bulunmuş. Bulunanlar Avrupa'ya götürülmüş, orada okunmuş. Sonra 700 kadar yeni tablet bulundu. Bizim müzeye geldi, bir kısmı yayınlandı, bir kısmı kaldı. Bulunan her tablet, bizi hcyecanlandırmalı, bu heyecanı halkımızla paylaşmalıyız.

Sümerleri Muazzez Hanımdan öğrendik

Muazzez Hanım ilk denemelerdeki sıkıntılar sonrasında şimdi, çocuk kitaplarından bilim kurguya Sümerler üzerine geniş bir külliyatı Türkçe'de üretmiş durumda. 99 yaşında, yazmaya ve çağrıldığı yerlerde konuşmaya devam ediyor...

Yüzlerce bilimsel makale yazdınız, ama ilk kitabınız "Zaman Tüneliy- le Sümer'e Yolculuk" isimli çocuk kitabı oldu. Önce çocuk kitabı yaz-manızın nedeni de bu mu? Çocuk-ların da ilgisini çekmek, yaşadığınız heyecanı onlara aktarmak...
Evet, çocuklara dönük bir şeyler yap-mayı çok istiyordum. Çünkü bu bi-limlerin halka inmesini istiyordum. Bu nedenle çocuk kitabı yazarak başladım. Aslına ilk önce bir kitap çevirdim. Onun da hikâyesi şöyle: Bir çocuk kitabı yazmayı düşündüğüm dönemde önce eşimi, ardından kardeşimi kaybettim; bir yığın sıkıntı yaşadım. 1970'lerdeıı söz ediyorum, sonra askeri darbe oldu derken ABD'ye gitmiştim. Prof. Kramer ile müzede, özellikle Sümer edebiyatı ii- zerine beraber önemli çalışmalar yapmıştık. Müzedeki tüm Sümer edebiyatı tabletlerini kopyalayarak dünyaya sunduk. Tabi bu arada sürekli iletişim halindeyiz, birlikte makaleler yazıyo-ruz.
Kramer'in çok önemli bir kitabı var, "Tarih Sümer'de başlar: Kayıtlı ta-rihteki otuz dokuz ilk" (Historv Be- gins at Sümer: Thirty-Nine Firsts in Rccordcd History) adında. ABD'ye gittiğimde, kitabı neden tercüme et-mediğimi sordu. Ben îngilizceye mü-zede başladım, üniversitede Almanca öğrenmiştim. Müzede çalışmaya başlayınca anladık ki Almanca yeterli değil, Kramer'in makalelerini tercüme ederek, onunla beraber İngilizce çalışarak öğrendik îııgilizceyi. Sen mutlaka çevir bu kitabı, zaten bildiğin bir konu dedi. Ben de bir kere karar verince bırakmam peşini, mutlaka yaparım. Oturdum kitabı Türkçeve çevirdim. Onu bitirdikten sonra "Za-man Tüneliyle Sümer'e Yolculuk" ki-tabını yazdım, Kültür Bakanlığı kitabı yayımladı.
Kitap yayımlandıktan sonra ailelerden çokça telefon ve mektup geldi. "Siz bunu çocuklara yazmışsınız ama biz de çok yararlandık" dediler. Bunun üzerine yetişkinler için "Siimerli Lıı- , ir dingirra, Geçmişe Dönük Bilim İ ' w Kurgu" kitabını yazdım, onun da yayınlanması epey bir sorun oldu. En sonunda Kaynak Yayınları ile çalışmaya başladım.
Sümerleri Muazzez Hanımdan öğrendik
Muazzez Hanım ilk denemelerdeki sıkıntılar sonrasında şimdi, çocuk kitaplarından bilimkurguya Sümerler üzerine geniş bir külliyatı Türkçe'de üretmiş durumda. 99 yaşında, yazmaya ve çağrıldığı yerlerde konuşmaya devam ediyor...
Kaynak Yayınları ile çalışmaya başlamam da şöyle oldu: Kuran, İncil ve Tevrat'ın Sümer'deki kökenine dair bilimsel bir makale yazmıştım, Tarih Kurumu'nun dergisinde yayımlandı. Bu makale Bilim ve Ütopya dergisinin dikkatini çekmiş, aynı makaleyi yayınlamak istediler. Sonra Kaynak Yayınları bu çalışmayı kitap yapmak istedi, öyle olunca ben çalışmayı daha da genişlettim. Böylece Kaynak Yayınları ile çalışmaya başladım. Onlar daha çok kitabımı yayınlamak isteyince ben de daha çok yazmaya başladım.
Böylece Sümerlerle ilgili bir külliyat oluştu. Çocuklardan yetişkinlere tüm okurlar sizin yapıtlarınızla Sümerleri öğrendi...
Öyle oldu, en son Sümer'de Hayvan Masalları kitabını yazdım. Sümerlerde hayvanlarla ilgili küçük ii kral ar var, ben bu fıkraları biraz genişleteyim ve hikâye gibi yapayım dedim. Böylece hem Sümer Hayvan Masalları okun-sun hem de havyan masallarının ilk önce Yunan uygarlığında değil Sü-merlerde yani Anadolu'da yazıldığı bilinsin istedim. Ve gerçekten güzel bir çalışma oldu.

"Siimerli Ludiııgirra, Geçmişe Dönük Bilim Kurgu" kitabını kaynak göstermiş bir öğrenci, üniversite bilim kurgu olduğu için kaynak olarak ka-
bul edilemeyeceğini söylemiş. Bunun kaynak olabilecek bir kitap yazmaya karar verdim. Şu anda "Sümer Ede-biyatından Seçmeler", ve "Sümer'de Günlük Yaşam" başlıklarında iki kitap derleyip toparladım. Tam istediğim gibi olmadı, ama hiç olmazsa bilgileri derli toplu bir biçimde vermiş oldum. Kaynak olarak kullanılabilsin diye vazdım bu iki kitabı.
Liselerde, üniversitelerde pa-neller veriyorsunuz. Gençlerin tarihe ilgisini nasıl değer-lendiriyorsunuz?
Çağırdıkları zaman gidiyorum okullara. Gittiğim yerlerde ilgili insanlar görüyorum. Sonbaharda Yeditepe Üııiversitesi'ne gittim, büyük bir salon dolup taş- ıııışü. Eskiden Sümerlerle ilgili bilgi isterlerdi, şimdi Sümerler'üı yanında Cumhuriyet'in kuruluş dönemini, yakın tarihi de anlatmamı istiyorlar. Kadın dernekleri çağırıyor, onların etkinliklerine gidiyorum. Geçen sene l:,gc böl gesinde, Akdeniz bölgesinde pek çok kente gittim.
Aslında büyüklerin etkinliklerine gitmek istemiyorum artık. Çünkü ben çocuklara, gençlere anlatmak istiyorum bildiklerimi. Onların ilgisini bu konulara yöneltmek isliyorum.
Bazen ilginç davetler de alıyorum. Mesela geçen sene tur rehberleri Göbekli tepe'de . bir etkinlik düzenlemek istediler, beni de ısrarla çağırdılar. Ben oraya kadar çıkamam dedim. Tekerlekli sandalye ayarlarız hocam dediler, gerçekten de ayarlamışlar, ta Göbeklitepe'ye taşıdılar beni.

Bu sene bacağımda ufak bir sorun var, çok dolaşamıyorum. Bu nedenle, hazır evdeyken yeni kitaplarımı bitirmeye çalışıyorum, birden fazla kitabı aynı anda yazmak için uğraşıyorum. "Ben Zavallı Dünya" diye bir çocuk kitabına başladım, dünyaya nisanların yaptıklarım anlatan bir kitap olacak ancak tamamlayamıyor ıım her nedense. Belki bitiririm... Hazırladığım Sümer-Türk Kültür Bağları adlı kitabını ise önümüzdeki aylarda yayımlanacak.



Kaynak:  Sol Gazetesi