4-5 yıl kadar önceydi, kayınbiraderim Türkmenistan,
Özbekistan ve Kazakistan'ı kapsayan bir Orta Asya gezisine çıkacak,
bana soruyor oraları, ben de okuduklarımdan yararlanarak
anlatıyorum, bilgilendiriyorum. Dünürü de yanında. Dünür bana
"Sen oraları bayağı gezmişsin" dedi. "Hayır ne
yazık ki, Azerbaycan'dan öteye gidemedim" dedim, şaşırdı,
inanmadı.
İnanmaz, çünkü bilmez... Ülkeleri öncelikle
edebiyatı, tarihi ve coğrafyasıyla öğrenmezseniz, gitmenizin
fazla bir anlamı olamaz. Hani o meşhur münazara konusu vardır:
"Çok gezen mi çok bilir, çok okuyan mı?" Bunun kestirme
ve doğru yanıtı şudur bence: "Çok okumadan çok gezmek,
gezmek değil tozmaktır aslında. Toz bulutu gidince çok bir şey
kalmaz geriye."
Edebiyatın en sevdiğim dallarından biri "Gezi
İzlenimleri"dir. Görsellik olgusu ve televizyon faktörü dahi
gezi izlenimlerini içeren edebi eserlerin pabucunu dama atamamıştır.
Evet… Bugün gezi izlenimi kitaplarından örnekler
sunacağız. Ayhan Sarıhan'ın Ağustos 2013 baskılı (Kaynak
Yayınları), "Tanrılar ve Dilenciler Diyarı"ndan
başlayalım.
Nepal ve Hindistan'a geziye gitmiş Sarıhan, Himalaya
Dağlarının üstünde uçakla uçmuş, Hindu ve Buda tapınaklarını
gezmiş, bu ülkelerin sokaklarını bilinçle arşınlamış,
izlenimler almış. Üslubu çok akıcı ve nükte dolu… Zaman
zaman araya ülkemizden fıkralar da sokuşturarak taşı gediğine
koymayı biliyor. Bu kitaptan birkaç ilginç bilgi aktarayım:
-Elini sallasan Tanrı… Tastamam 360 milyon Tann var
Nepal'de…
-Hindistan'da gerçekten ineğe tapıyorlar mı?
-Buda Dini'nin Tanrısı yok…
-Hindistan'da nüfusun yarısı dileniyor, dilenciliği
ek iş olarak yapanlar da var.
-Ve bulunmaz Hint Kumaşları…
----------------
Tanrılar ve Dilenciler Diyarı Kitabını %25 İndirimli Satın Almak İçin Tıklayın;