5 Eylül 2013 Perşembe

"BÜTÜN DİLLERDE AYNIDIR YILDIZLAR VE ÇOCUKLAR!"


Kaynak Yayınları Behrengi’nin on iki kitabını Farsça aslından çevirisi ve özgün resimlerle yeniden yayımlıyor. Serinin üçüncü kitabı Ulduz ve Kargalar, Deniz Üçbaşaran’ın incelikli resimleriyle raflarda…

Behrengi, Türkiye’de çocuk olmanın rengini bilen bir yazar olarak aramızda yaşar nice zamandır. Kaleminden çıkan, 29 yıllık hayatının ardında yıkılmaz bir duvar olarak duran eserleri; bizde de en çok dolaşıma sokulan, resimlerle yeniden yorumlanan çocuk kitaplarındandır. Son olarak Kaynak Yayınları çocuk edebiyatına dair bir ayraç koydu kendi yayınları arasına. Muhsine Helimoğlu Yavuz’un sunuş metnine göre, Samed Behrengi’nin on iki eserini yayımlayacak olan Kaynak Çocuk, Ulduz ve Kargalar ile serinin 3. kitabını çıkarmış oldu.


Doğu’ya doğru gidildikçe bilinir ki his artar, söz artar ve masal çoğalır. Behrengi de o toprağın sözüdür, yazısıdır. Kendi hayatında “iyi” olanın çoğalması için mücadele eden Behrengi’nin 1968 Ağustos’unda Aras nehrinden çıkan ve hep 29 yaşında kalan bedeni hâlâ bizimle kötü arasındaki mücadeleyi sürdürmeye devam etmektedir. Ulduz ve Kargalar’ın özünde yerleşik olan da budur: “İyi olmak” her şeye rağmen ve her şeyle birlikte “iyi kalmak”.

Anne karganın Ulduz’un hayatına girmesiyle birlikte her şey geriye dönüşsüz şekilde değişir. Babası ve üvey annesiyle yaşayan Ulduz, anne karganın ona emanet bıraktığı yavru kargaya bakabilmek adına, korku duvarını yıkarak, onun tabiatına uygun olanı yapabilmek için yeni şeyler öğrenir. Behrengi’nin kargaları seçişi bir tesadüf olmasa gerek. Zira bu kuşlar bir familya olarak birbirine çok bağlı ve bazı kaynaklara göre de bir kurdun zekâsına eşit zekâya sahipler. Kitapta kargalar “iyi” ile “kötü”yü ayırt edebilen hayvanlardır. Behrengi kargalar derken, “insan” da demiş olur bazen. Örneğin Ulduz erkek ve kadın (genelde hayvanlar söz konusu olduğunda “dişi” sözcüğünü kullanırız, ancak çeviride “kadın” sözcüğü kullanılmış) kargaları nasıl ayırt edeceğini sorduğunda, Anne Karga’nın “yüzlerinden ve bakışlarından belli olur,” demişliğini hatırında tutarsa çocuk okur, belki kendisine bir kalp haritası çıkarabilir. İyi olmanın ve iyi kalmanın ön şart olduğu başka bir harita daha önerir bizim için Behrengi. Ulduz’un Anne Karga’ya dair düşüncelerinde seslenir bu harita: “Onun annesi, Ulduz’un annesine hiç benzemiyordu; çok şey biliyordu. Yavru karga ondan bir şey istediğinde ona kızmıyor… her şeyin nedenini açıklıyordu. […] Ama üvey anne böyle değildi. Her zaman öfkeyle ‘Ulduz onu yapma, bunu yeme,’ [diyordu]…” Belki de ebeveynlerin sıklıkla emir kipiyle konuşmasının yeni yetişen bir insan için ne denli yıkıcı olduğunun en güzel ifadesini bulacak burada okur. O asla açıklanmayan “neden”leri bulmak için fazlasıyla yorulan çocukların küskün kalışları çoğunluk bu sert tona bağlıdır. Üstelik her çocuk Ulduz kadar şanslı olmayabilir.  Birlikte kurtuluşu öreceği komşu oğlu Yaşar ve kaçış için onları gökyüzüne uçurarak Kargalar Şehri’ne götürecek “binlerce” karga dostu olmayabilir. Ulduz’un “iyi olmak”la imtihanının ödülüdür bunlar.

Anne Karga’dan yadigâr kalan yavru karganın iki hafta içinde uçmasını öğrenip kanatlanması gerektiğini, bunu başaramazsa öleceğini öğrenen Ulduz’un, bu kaybın acısıyla yavrudan kalan tüyleri Kargalar Şehri’nde onları büyük sevinçle karşılayan Nine Karga’ya vermesi, bize sevdiklerimizden, hayalleri için mücadele edenlerden geriye kalan bir parçanın hep olacağını da söyler. Nine Karga’nın dediği gibi: Hayalleri yarım kalan arkadaşlarını unutmayan çocuklar yaşasın!..

Betül DÜNDER

Ulduz ve Kargalar
Samed Behrengi
Resimleyen: Deniz Üçbaşaran
Çeviren: Ramin Cabbarlı,

Türkan Urmulu Kaynak Yayınları, 124 sayfa

-------------------------------------------------------------
Ulduz ve Kargalar %25 İNDİRİMLİ Satın Almak için Tıklayın;