29 Nisan 2013 Pazartesi

Tarihe açık tanık olmaya var mısınız?



Bir egemenin tarihi vardır, bir de onu devirip kendi gerçeğini yazanların tarihi. Gazeteci Füsun İkikardeş, " Açık Tanık Silivri " adlı kitabında işte o insanların hem simgesel hem basbayağı gerçek karargâhının hikâyesini aktarıyor.

GİZLİ tanık, ıslak imza, operasyon, dalga, " Osmanım ", sehven, sahte delil, telefon dinlemesi, korku imparatorluğu, Ergenekoncu, yeniden kurulacak cumhuriyet... Türkiye, toplumsal sözcük dağarına son 6 yılda bu ve benzeri pek çok sözcük ve deyiş katta. Çoğumuz bu sürece ya basından ya esnaf muhabbetin den ya da yaşayarak tanık olduk. Peki, son bir tanıklığa var mısınız? 8 Nisan sizin gününüz! Gerçeğin tarihini yazanların hikâyesinin elbette bir karargâhı var. Üstelik daha şimdiden orası hak kında başucu kitabı bile var. " Açık Tanık Silivri Nöbet Çadırı " öyle CUlerden, gizli tanık ifadelerinden, polislerin sinkaflı ses kayıtlarından, tutanaklardan söz etmiyor. Silivri Cezaevi önünde " Özel Görevli Mahkemeler Kapatılsın, yurtseverler serbest bırakılsın " talebiyle 9 Eylül 2011'de iki çadırla başlayan sizin nöbetinizden söz ediyor.

Gerçeğin tarihini yazanların hikâyesinin elbette bir karargâhı var. Üstelik daha şimdiden orası hakkında başucu kitabı bile var. "Açık Tanık Silivri Nöbet Çadırı" öyle CD'lerden, gizli tanık ifadelerinden, polislerin sinkaflı ses kayıtlarından, tutanaklardan söz etmiyor. Silivri Cezaevi önünde "Özel Görevli Mahkemeler Kapatılsın, yurtseverler serbest bırakılsın" talebiyle 9 Eylül 2011'de iki çadırla başlayan sizin nöbetinizden söz ediyor.

AÇIK TANIK
Gazeteci Füsun İkikardeş, Silivri Nöbet Çadın'nda yaptığı gözlemlerini ve günlerce aylarca çadırda nöbet tutan vatan nöbetçileriyle yaptığı röportajlan kitaplaştırdı. İkikardeş; Kaynak Yayınlan'ndan şubat ayında çıkan kitabında 500 günü aşkın süredir yaz kış nöbet tutulan ça-dırın kuruluş ve bugüne geliş hikâyesini anlatıyor. Buna kendilerinin deyimiyle "vatan nöbeti" tutan yurttaşların çadırdaki aru defterinden notlan ve çadıra desteğe gelen ünlü sanatçı, sendikacı, hukukçu, siyasetçi, bilim adamı, köylü, işçi, öğretmen ve öğrencilerin mesajlarını da eklenmiş. Aynca çadırın hemen karşısında yatan yurtseverlerin
mektuplan da yer alıyor. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, CHP Milletvekili Mustafa Balbay, emekli Jandarma Kıdemli Albay Hasan Atilla Uğur, gazeteci Deniz Yıldınm ve Tuncay Özkan'ın mektuplan bunlardan bazılan.

GELECEĞİ YAZANLAR
Gelelim sizin hikâyenize... Yazar, altına yılındaki Ergenekon Davası ve Silivri Cezaevi hakkında hem hukuksal hem insani yaşam (!) gerçeklerini kitabın ilk iki bölümünde özetlemiş. Kitap daha sonra geleceğin gerçeğini yazacak olanların, Silivri'de 7/24 vatan nöbeti tutan yurttaşların hikâyesine geçmiş. Nitekim bunun işareti gibi üçüncü bölümün başlığı şöyle: "Orası Mahkemeyse Burası da Çadır!" açık tanık olmaya var mısın
Bir egemenin tarihi vardır, bir de onu devirip kendi gerçeğini yazanların tarihi. Gazeteci Füsun İkikardeş, "AçıkTanık Silivri"adlı kitabında işte o insanların hem simgesel hem basbayağı gerçek karargâhının hikâyesini aktarıyor.
F Tipi tecridini kıracak ve Amerikan tertibine karşı direnişin simgesi olacak bir yöntem aranır. İşçi Partisi, tutuklu komutanların ailelerinden oluşan Vardiya Bizde Platformu, ADD temsilcileri; Silivri Cezaevi'nin tam karşısına 9 Eylül'de çadır kurma karan alır. 2011'de başlayan nöbet; İzmir, Tekirdağ, Van, Hatay, Denizli, Trabzon, Maraş, Mersin, Muğla ve memleketin her yerinden yurttaş-larla bugünkü noktaya ulaşır. Bat-taniyesi, odunu, kömürü, benzini, sebze-meyvesi, yatağı yorganı, ak-çesi ve duasıyla Anadolu halkı bü-yütür bu eylemi. Tıpkı Kuvayı Milliye'deki gibi millet nesi varsa ondan getirir, gönderir. Bomboş bir arazi üstüne kurulan barınma çadırı, yemek çadırı, tuvaleti, elektriği, temizliği, mutfağı, yağmura çamura karşı zeminin iyileştirilmesi işte bu halkın, kancalar misali yaptığı işlerden sadece bazılan.

KARARGAH
Eylem, gün gelir birilerini rahatsız eder. Çadırın bulunduğu kiralık şahıs arazisinin kamulaştınlmasın- dan sonra çadır eylemcilerinden alanı boşaltmalan istenir. 2012'nin Ocak ayında, iki günlük sürede yeni bir yer bulunur ve kışın ortasında taşınılır. Çadırın yeni yeri, artık cezaevi lojmanlannın karşısıdır. Füsun İkikardeş, dondurucu tipide gece üçlere kadar çadırların, kömür çuvallarının, araç gereçlerin nasıl taşındığını anlatırken; kendinizi bir an o soğukta cephede mermi taşıyan Anadolu .köylüsü yerine koya-bilirsiniz.
500 günde 30 bin kişinin ayn ayn nöbet tuttuğu Silivri Çadın'nın etkisi, adının ötesine geçer. Levent Kırca, Tarık Akan, Suzan Aksoy, Muazzez İlmiye Çığ, Server Tanilli, Kemal Kılıçdaroğlu ve CHFli Milletvekilleri, eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, eski bakanlar, Melih Aşık, Can Ataklı, Yalçın Doğan, Ertuğrul Özkök gibi gazeteciler ve sendikalar için Silivri'deki Duruşma Salonu'ndan önce uğranacak adres burası olur. Tahliye edilen Soner Yalçın, Müyesser Yıldız gibi tutuklu gazeteciler de çıktıklarında ailelerinden sonra buradaki vatan nöbetçileriyle kucaklaşır. Başlarda bir başına kalmış tutuklu komutanlan her duruşma gününde bu nöbetçiler bayraklarla karşılar ve sonra yine Hasdal'a uğurlar. Görüş gününde tutuklu yakınlarını görmeye gelenler, görüşten önce ve sonra bu çadırdadır. Bu umut kapısının etkisi, ulusal ve uluslararası kamuoyuna, vicdanlara öyle uzanır ki; The New York Times bile şöyle yazmıştır: "Her şeyin bittiğini sanıyorduk, meğer bitmemiş."
Ne duruyorsunuz.'

Yazar, 21. yüzyılın büyük direnişine güç ve esin veren nöbet çadırım ve duruşma salonundan bilin-meyen kareleri, diyaloglan çok açık ve akıcı bir üslupla anlatmış. Hayatın içinden öyküleyici bir dil yeğlemiş. Birçok yerde göremeyeceğiniz fotoğraflar da, kitabı renklendiriyor.



-----------------------------------------------------------------------------

Açık Tanık Silivri Nöbet Çadırı Kitabını
%25 İNDİRİMLİ Satın Almak için Tıklayın;