10 Temmuz 2013 Çarşamba

BALYOZ DAVASININ HASRET ÖYKÜSÜ: BABAMI BEKLERKEN


      Kitabın kahramanları her ne kadar Balyoz davasının sanıkları olsa da, kitapta onların dava içerisindeki yeri değil, birer asker ve birer baba olarak nasıl bir hayat sürdükleri anlatılıyor.

      Balyoz tertibiyle tutsak edilen 8 komutan ile kızlarının ilişkilerini konu alan "Babamı Beklerken" adlı kitap, 4 glin önce okurla buluştu. KAYNAK YAYINLARI'ndan çıkan kitabı, Psikolog Pelin Çınar ve Gazeteci-Yazar Burak Bilge kaleme aldı. Çınar ve Bilge, tutuklu subaylar ve kızlarına çok sayıda soru yöneltip aldıkları yanıtlan derleyerek, 8 yaşam öyküsünü hikâyeleştirmiş ve ortaya duygu yüklü, gerçek bir anı kitabı çıkmış.

Ortak duygu: özlem

     Kitabın kahramanları Cem Aziz Çakmak ile Tuğçe Çakmak, Metin Yavuz Yalçın ile Mine Deniz Şişman, Engin Alan ile Tülin Alan Pekkoç, Hasan Basri Aslan ile Melis Aslan, Ergin Saygun ile Ece Saygun, Dursun Çiçek ile îrem Çiçek, Hayri Güner ile Eser Küçük seyhan ve Ramazan Cem Gürdeniz ile Ülkem Gürdeniz Suntay.

     Kitabın'baba'kahramanları her ne kadar Balyoz davasının sanıkları olsa da, kitapta dava ya da onların dava içerisindeki yeri değil, birer asker ve birer baba olarak nasıl bir hayat sürdükleri anlatılıyor. Kitapta yer'verilen 8 ayrı hayat öyküsünün ortak noktası, kızlarının babalarına hasret yaşaması. "Hasretlik" yalnızca uzun tutukluluk sürelerinden kaynaklanmıyor. Babaların kimi zaman kırsalda, kimi zaman denizde, kimi zaman yurt dışında uzun süre ailelerinden ayrı kalarak görev yapmaları, özlem duygusunu bir ömre yayıyor.

     Kitapta babalarının cezaevinden kızlarına yazdığı mektuplar ve aile fotoğraftan da ilk kez yayımlanıyor.

'Bir ceza veriliyor bir aile yıkılıyordu'

     Kitabın tanıtım toplantısı geçen Cuma, Beyoğlu'nda yapıldı. Kitabın yazarlarından Burak Bilge, toplantıda yaptığı konuşmada, neden böyle bir kitap hazırladıklarını şu sözlerle anlattı: "Birçok davayı takip ettim. Ama Balyoz davası başkaydı. İçeride de dışarıda da eşi benzeri görülmemiş bir mücadele vardı. Hele karar günü bambaşkaydı. İçeride komutanlar'Bu devlete 40 yıl hizmet ettim'diyordu. Dışarı da ise yıkım vardı. Mahkeme bir sanığa ceza veriyor, dışarıda bir aile yıkılıyordu. Bunları anlatmak, insanlara göstermek istedik."

     Hikâyeleri insani yönüyle ele alan Psikolog Pelin Çınar da, kitapta yer verilen kızların hayatlarında çok fazla ortak nokta olduğunu belirterek, "Babalarına çok bağlılar ama meslekleri gereği hep özlem çekiyorlar ve içlerinde hep babalarını kaybetme korkusu taşıyorlar" dedi.


"Bu ülke için ölmeye yemin ettim"
"Doktorlarının ve kızının tüm 'Dinlenmelisin' uyarılarına rağmen Saygun, bir hafta sonra hastaneden taburcu olacak, bir hafta sonra haber kanalının son dakikasında babasının Kuzey Irak'a gittiğini öğrenen Ece ise adeta çıldıracaktı. Telefonda,'Orada öldün öldün, ölmedin döndün burada ben seni öldüreceğim'diye çıkıştığı babasından,'Ben bu ülke için ölmeye yemin ettim. Ölebilirim. Bunu kabul edeceksin'yanıtını alacaktı."

Babasıyla yalnızca 3 yıl geçirebildi
Tanıtım toplantısına Gazi Kurmay Albay Hasan Basri Aslan'ın eşi Nefise Aslan ve 13 yaşındaki kızları Melis de katıldı. Milli buz patencisi Melis, hayatının yalnızca 3 yılını babasıyla aynı evde geçirebilmişti. 0,9 yaşına gelene dek, babası ya Güneydoğu'da ya da yurt dışında görevdeydi. Ankara'ya tayinleri çıkıp, nihayet aynı evi paylaşmaya başladıklarında babasına sarılmadan uyuyamaz olmuştu. Babasının tutuklandığını gazeteden öğrendi. Toplantıda söz alan Melis, şunları söyledi: "Babam her zaman benim en büyük örneğimdi. En büyük başarılarımda ilham kaynağım oldu. Babam tutuklu, ama asla utanmıyorum. Tam tersine çok gururluyum. Dava babamla ilgili olduğu için araştırma gereği duydum. Araştırdığımda, bunun sahte olduğu gerçekten çok belliydi. Orada babamın çok yakın arkadaşları da var. Çoğunu yakından tanıyorum. Hiçbiri böyle şeyler yapacak insanlar değil. Herkese anlatıyorum."

"Evdeki'babam'köşesi"
Tuğçe Çakmak akşam eve ilk girdiğinde, salonun başköşesinde kurulu'Babam'köşesini kontrol ediyor. Sanki bir gün eve geldiğinde babasını orada otururken bulacağını hayal ediyor. Bu nedenle henüz yeni evini hiç göremeyen babası için her daim hazır bekliyor."

Çadır kurmaya hazırlanıyor
"Deniz, 2 çocuğu için güçlü olmaya çalışsa da, bazen tepesi atıyor. En yakın arkadaşının ve akıl hocasının içerde olmasına sinirlenip eylem kararı alıyor. Bir yandan marangoz arayıp kendisine bir ahşap hücre yapmasını isterken, bir yandan da alışverişe çıkıp çadır bakıyor. Bir gün Beşiktaş Meydanı'nda çadır kurmuş oturan bir kadın görürseniz bakakalmayın. O, Korgeneral Metin Yavuz Yalçın'ın kızı Deniz Şişman'dır, şaşırmayın."

-------------------------------------------------------------
Babamı Beklerken Kitabını %25 İNDİRİMLİ Satın Almak için Tıklayın;